Pages

11 Nisan 2014 Cuma

Kurşuni Renkler


Gökhan Türkmen - Kurşuni Renkler


Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
Yok olmaz erken daha
Biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilim henüz
Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
Tanıdık değil bana güz
Yok olmaz dur
Dur gidemezsin
Gözlerimin rengi dur
Bulutlara dönemezsin
Yok alamazsın
Beni deli zaman
Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum
Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz

Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum

Sezen Aksu

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Ağlayayım mı? devrılen yıllara
Göz yumdugum sade bır kac anıya
Utanma sıkılma benden mecburum
Olgunum anlarım derdımden yorgunum

Bazan utanıyorum kendımden
Bazen korkuyorum olumden
Neler gecer yar sozunden
Huzun gecer gul yuzunden

Yasım kadar gecdım sevgıden
Her sevgı degıldı boyle derınden
Önce heyecandan sonra yaslılıkdan
Tıtrıyor tıtrıyor ellerım

Ne olur kızma
Genc degılim kı sevgılım

Hilal dedi ki...

Lisedeydim bu şarkı ilk çıktığında, çok severdim bu şarkıyı...

Adsız dedi ki...

Ah o güzel günler

Tek göz odalardan oluşan evceğizlerde
Dünyaya açıldı gözler çekingen,
Çamurlu sokaklar aşıldı yıllarca sabırla,
Bacalardan isli dumanlar savruldu geleceğe.
Boş arsalarda varıldı çocukluğun tadına
Çelik çomak seslerine karıştı mahalle cayırtıları,
Çemberler çevrildi, toz toprakla yıkandı bedenler,
Plastik arabalara yansıdı engin hayaller,
Ah o güzel günler kimbilir şimdi nerdeler.

Anneler çocuklarını leğenlerde yıkadı,
Televizyon alınan evler mahalleyi kucakladı.
Danteller örüldü özenle nakışlı danteller,
Telefona çağrıldı komşu iki sokak öteden,
Yağcıyla yoğurtçu bağrıştılar çanlarıyla,
Sütçünün sesi duyuldu o sırada köşeden.
Ağıtlar yükseldi destancının bozuk teybinden.
Bohçacılar en beyaz takımları sergilediler,
Gelinlik kızlar neşeyle seçtiler hayallerini.
Taksitçiler çiçekli basma kestiler Ayşe teyze ye
Taze sebzeler satıldı at arabalarında erkenden.
Sümüklü çocuklar annelerinin eteğinde tepindiler.
Ah o güzel günler kimbilir şimdi nerdeler.

Kestaneler dizildi maşinga nın üstüne,
Közde balık yapıldı yenildi ailecek.
Beyazlar kaynatıldı kar gibi olsun diye,
Babalar gece vardiyasında sabahladılar.
Ebeler çağrıldı en telaşlı çığlıklarla,
Ateşi yükselen çocuklara iğneciler geldiler.
Ah o güzel günler kimbilir şimdi nerdeler.

Okul yolu çok şendi yaka açık düğme yoktu.
Kömür gelen bir eve el atmayan kimse yoktu,
Kuran kursları her yaz dolup taştılar,
Yaş sınırı ne demek emzikle de koştular.
Gece oldu camlarda renkli orlon perdeler,
Ah o güzel günler kimbilir şimdi nerdeler.

Üç çocuk bir yatakta yattılar dizi dizi,
Turşular kuruldu sevgiyle döşendi kavanozlara,
Baharda badanalar sürüldü,odalar gökkuşağı,
Sokaklar süpürüldü bayram sabahlarında.
Çardaklar sohbete doydu yaz akşamlarında,
Sünnet mevlidinin ikramı pilavlarla zerdeler,
Ah o güzel günler kimbilir şimdi nerdeler.

Hemşehriler yükleriyle geldiler köylerinden,
Masallar anlatıldı gaz lambasının altında.
Labadalar toplandı baharda çayırlardan,
En artistik fotoğraflar süsledi duvarları
Çeşme başında anlatıldı en mahrem hikayeler.
Hepsini tarihe süpürdük gittiler ki gelmezler,
Ah o güzel günler kimbilir şimdi nerdeler.

(İstanbul 15 03 2007)

Süleyman Ergül

Sevda dedi ki...

Süper

Yorum Gönder