Pages

26 Ocak 2011 Çarşamba

Sevdiğim İkinci Kadınsın Sen



Sevdiğim ikinci kadınsın sen.

İlkini sevmeye mecburdum.
Çok iyiliği oldu bana ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim.


Sevdiğim ikinci kadınsın sen.
İlkinin yerini alman mümkün değil.
O öğretti bana sevmeyi.
O öğretmese sevemezdim seni bile.


İnan o tuttuğu için ellerimden.
Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana....
Onun gözlerine benzediği için gözlerin,
Alamadım gözlerimi senden.
Sana aşığım, seni seviyorum.


Sevdiğim ikinci kadınsın sen.
Hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu ve sen her sabahımdasın.
Kıskanma, alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir.


Kalbim şimdi senin.
Onun kadar sev beni kafi.
O doğurdu, sen öldürme


Ceyhun Yılmaz

20 Ocak 2011 Perşembe

Sen Benim...



Sen benim; Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim,

Bir adım gelene on adım gidişimsin.

Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin

Sen benim; yalandan ve sahteden kaçışım,

Riyadan bıkışım, gerçeği arayışımsın

Ve nihayet doğrunun tadına varışımsın



Sen benim; haksızlığa ve zulme baş kaldırışım,

Mazluma kucak açışım, zalime düşmanca bakışımsın

Ve mağdurdan yana tavır alışımsın



Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim,

Azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin

Ve kapanmayan avuç içimsin



Sen benim; hayat ve kaderle inatlaşmam,

Ekmek için kavgam, bitmek tükenmek bilmeyen davamsın

Ve zorluklara karşı yılmayışımsın



Sen benim; menfaate ve çıkara tepkim,

Almak için verene öfkem, ille de karşılık bekleyene lanetimsin

Ve alayına isyan edişimsin



Sen benim; ahlaksızlık ve yozlaşmayla mücadelem,

Para için kendini satana küfredişim, başkalaşana verip veriştirişimsin

Ve eskiyi özleyişimsin



Sen benim; duygusal yaradılışım,

En ufak şeyi kafaya takışım, kolay unutamayışımsın

Ve bundan bir türlü sıyrılamayışımsın



Sen benim; sonsuz sadakatim,

Merhametim, hissiyatim, şefkatimsin

Ve aman diyene yüz çevirmeyişimsin



Sen benim; her şeye rağmenim,

Asla pes etmeyişim, başımı öne eğmeyişimsin

Ve ümidimi yitirmeyişimsin



Sen benim; yaşama ülküm,

Namusa olan düşkünlüğüm, namussuzluğa küskünlüğümsün

Ve gururum, onurumla olan bütünlüğümsün



Sen benim; karakterim ve kişiliğim,

Objektif fikrim, subjektif hissimsin

Ve hayata bakışımsın

18 Ocak 2011 Salı

Ben Sana Mecburum



Ben sana mecburum bilemezsin

adını mıh gibi aklımda tutuyorum

büyüdükçe büyüyor gözlerin

ben sana mecburum bilemezsin

içimi seninle ısıtıyorum



ağaclar sonbahara hazırlanıyor

bu şehir o eski Istanbul mudur

karanlıkta bulutlar parçalanıyor

sokak lambaları birden yanıyor

kaldırımlarda yağmur kokusu

ben sana mecburum sen yoksun



sevmek kimi zaman rezilce korkuludur

insan bir akşamüstü ansızın yorulur

tutsak ustura ağzında yaşamaktan

kimi zaman ellerini kırar tutkusu

birkaç hayat çıkarır yaşamasından

hangi kapıyı çalsa kimi zaman

arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu



Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor

eski zamanlardan bir cuma çalıyor

durup köşe başında deliksiz dinlesem

sana kullanılmamış bir gök getirsem

haftalar ellerimde ufalanıyor

ne yapsam ne tutsam nereye gitsem

ben sana mecburum sen yoksun



belki Haziran'da mavi benekli çocuksun

ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor

bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden

belki Yesilköy'de uçağa biniyorsun

bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor

belki korsun kırılmışsın telaş içindesin

kötü rüzgar saçlarını götürüyor



ne vakit bir yaşamak düşünsem

bu kurtlar sofrasında belki zor

ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden

ne vakit bir yaşamak düşünsem

sus deyip adınla başlıyorum

içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin

hayır başka türlü olmayacak

ben sana mecburum bilemezsin.



Atilla İlhan

10 Ocak 2011 Pazartesi

BİR FOTOĞRAFA



Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...

Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
“Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil,
‘zamanla bırakmamak’tir..”
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim... 


Nazım Hikmet...

7 Ocak 2011 Cuma

Ne varsa eskilerde var


Zeki Müren (Çatılmış kaşlarınla)
Yükleyen RahvanGitsin. - Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaşayın!

İmparatorluğa Mersiye


Bin yıl oldu toprağına basalı
Hayli oldu kılıçları asalı,
Bülbüllerin onun için tasalı,

Sazlar kırık,ayar tutmaz telleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Yol görünür,hakan emir verirdi,
Dalga dalga ordularım yürürdü,
Hamlemizden dağlar taşlar erirdi,

Dolu dizgin aştık nice belleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Yıldız doğar,talihimiz belirir,
Sabah olur,ulufeler verilir,
Bir seferde dört krallık serilir,

Al al ettik,kara kara tülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Ferman çıkar,dal kılıçlar takınır,
Meydanlarda Rabbe dua okunur,
Gölgemizden bütün cihan sakınır,

Andırırdık coşkun akan selleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Kosovalar,Plevneler bizsizdir,
Yosun tutmuş camilerim ıssızdır,
Boynu bükük minareler öksüzdür,

Açmaz olmuş Kızanlığın gülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Hali görür,geleceği sezerdik,
Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik.
Haritayı biz kendimiz çizerdik,

Fetheyledik deryaları,çölleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Rodopların ak başları yaslıdır,
Serdengeçti gönül,artık usludur,
Rüzgarları bile matem seslidir,

Zafer,zafer der,eserdi yelleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
 
Osman Yüksel Serdengeçti

5 Ocak 2011 Çarşamba

Doruklara Sevdalandım

Filiz filiz harelendim dağlara uymak için
Kan gölünde kurulandım hayatı duymak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için.

"Kekik kokusu duydum
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum;
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var

Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar..."

Katarlar gelir geçer bir geceden bir geceye
Yüreğim yare yare iz bırakır bin acıya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya.

Denizlerde dalgalandım taşları oymak için
Doruklara sevdalandım ışığa doymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için.

"Bir kuş çiz yavrum yüzüme gözyaşınla
Bir kuş tel tel kirpiklerim kanat olsun
Bir kuş çırpınan kalbi dudağımda
Bir kuş yavrum sıcaklığın beni bulsun.
Bahar gelmiş balam benim
Bahar gelmiş dayanmış
Dalda yaprak bebeciğim
Suda köpük uyanmış
Kuzulara özenmiş kızım benim
Körpe sesler dinlenmiş
Ay ışığında yanmış yavrucuğum
Onun için beyazmış."

Şarkılar gelir geçer bir heceden bir heceye
Yüreğim yare yare yankılanır bin acıya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya


lyric